Tuncay Özkan…
Bir tweet attı gene: “AK Parti tarafından el ilanları bastırılıyor. ‘PKK-CHP’ diye afişler asacaklar. Bu terör örgütü propagandası yapmaktır. PKK ile CHP’yi yan yana getiren afişler derhal toplanmalı, engellenmelidir. CHP’nin hiçbir terör örgütüyle bağlantısı, bağı gizli görüşmemiz ve toplantımız yoktur. CHP’yi PKK ile yan yana getirmek alçaklıktır.”
Ne var bunda diye sorarsanız!
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyelim.
Malum…
Balık hafızalı milletiz…
Biz hatırlatalım o zaman yine…
Yıl 2013…
Tuncay Özkan bir cezaevinde bir roman yazdı, Halk Kitabevi’ de bastı sonra.
Adı: Ötekiler…
Romandaki esas adam (Rızgar) eski PKK’lı o dönemin Ergenekon sanığı Hüseyin Yanç.
Gerçek yaşam öyküsüydü güya…
Hani, şimdilerde Tuncay Özkan aman PKK biz ne alaka falan filan diyor ya o ara pek öyle değildi.
Neler var kitapta yazacağız az sabredin…
PKK GÜZELLEMESİ
E, kitap basıldıktan sonra da sert eleştiriler geldi tabi. Bunlardan biri de Aydınlık Gazetesi yazarı: Mehmet Bedri Gültekin’di.
Deyim yerindeyse Tuncay Özkan’ı yerden yere vurdu. Hayal kırıklığı ile başlayan yazı zehir zemberek sözlerle devam etti.
Hatta… Kitap PKK gerçeği anlatmıyor PKK gerçeğinin üzerini örtüyor filan bile dedi. Yargılama döneminde Hüseyin Yanç ile sohbet de eden Mehmet Bedri Gültekin, “Yanç’ın bize anlattığı PKK ile Tuncay Özkan’ın Ötekiler”indeki PKK arasında hiçbir benzerlik yok” deyip kitap açık bir PKK güzellemesidir diye de ekledi.
Ne gibi güzellemeler biz açalım biraz konuyu o zaman…
Mesela… PKK’nın halka uygulanan baskı ve zulme başkaldıran devrimcilerden oluştuğu…
Abdullah Öcalan’ın çok akıllı, zeki, sadelikten hoşlanan, barış isteyen biri, PKK’lı komutanların (Komutan yalnız dikkat ediniz) da çok iyi ve zeki savaşçılar olduğu falan filan…
Bitmedi… Tuncay Özkan’ın “Ötekiler” kitabında deniyor ki hani bazı tatsız olaylar oldu lakin bunlar hep zorunluluktan, mecburiyetten ama istenmeyen olaylardı yoksa hepsi barış güvercini vs.
BİRİ LAO DİĞER SUN
İki esas kahraman daha var tabi kitapta: Abdullah Öcalan ve Murat Karayılan…
Abdullah Öcalan ile başlayalım:
Öyle bir yazılmış ki sanırsınız Lao Tzu ya da Konfiçyus!
Mesela:
“Öcalan sade yaşıyor, akıllı, bilgili ve barış istiyor”
“Çok sade ve mütevazı biriydi. Konuşmasını yaparken kelimeleri özenle seçiyordu. Tane tane konuşuyordu. Birlikte yemek yedik. Hepimizle beraber yedi. Ona özel bir muamele olmadı. “
“Öcalan… Suriye devletinden de gizleniyordu…. Bence çok akıllı ve bilgili biriydi. Her sonucu kendi lehine çevirebiliyordu. Gazetelerde hep lüks içinde yaşadığı iddia edilirdi. Oysa böyle bir şey yoktu. Lüksü sevmezdi. ‘Gerilla dağda zulüm içindeyken bunların yazdığı gibi yaşayabilir miyiz’ derdi. Kendi yatağını kendi düzenlerdi… Sabah erken kalkar, yeşil sabunla elini yüzünü yıkardı. Kokulu sabun asla kullanmazdı. Bizlerle kahvaltı ederdi. Biz uyanana kadar beklerdi…”
“‘Ben zora, kötü muameleye, işkenceye dayanamam’ diyordu. Barış istediğini anlıyordum.”
Peki ya Murat Karayılan?
O da bir nevi Sun Tzu tadında.
Bakınız neler var kitapta:
“Karayılan dağda çok sakin ve mülayim bir insandı. Çok sade ve anlaşılır konuşurdu. İdaresi ve ilişkilerinde çok zeki, akıllı biriydi. Karargâhta bir köşeye çekilir, etrafı izlerdi. Düşünürdü. Yalnız otururdu. Günün hemen büyük bölümünde korumaları ile gezerdi…. Asker onun peşindeydi. Onu yakalayamadılar. Çok kanlı çarpışmalar oldu. Karayılan bütün birlikleri yönetti. Vur-kaçlarla askere saldırdı. Uçaklar bomba yağdırdı. Sonra kara birlikleri geldi. Karayılan alanları terk ettirmedi. Bir hafta çarpışmalar kesintisiz devam etti. Asker mayınlı tuzaklar kurarak geri çekildi. Karayılan karargâhı topladı, herkese çok iyi çarpıştıkları için teşekkür etti. ‘Besta bizim kurtarılmış bölgemizdir’ dedi. Haklıydı.”
Bu kadar güzellemeyi PKK yayın organlarında bir arada göremezsiniz o derece.
BÜTÜN PİS İŞLER PARMAKSIZ ZEKİ YÜZÜNDEN
Kurgu enteresan tabi kitapta…
Al gülüm ver gülüm mü desek nedir? Kurgu içinde kurgu mu yoksa!
Mesela… PKK içinde işlenen suçlar, işkence, iç infaz gibi olaylar bazı kötü adamlara yüklenmiş…
O birkaç kötü adamdan biri de Şemdin Sakık, “Parmaksız Zeki” karakteri yani…
Adam kötülüklerin babası iblis bu, diğerleri melaike!
Peki, ana mesaj ne?
PKK aslında kötü gibi görünüyor olabilir ama inanın hiç öyle değiller, hepsi iyi çocuklar!
Bu sözü bir yerlerden hatırladık da neyse geçelim.
TARİHLER Mİ KARIŞTI ALGI MI?
Şimdi…
Tarihlere de bir ayar yapmış Tuncay Özkan, az bilgisi olan araştırmaya bile gerek duymaz da biz gene de yazalım…
Abdullah Öcalan’ın Suriye’de olduğu yıllarda devletin denetimi dışında olduğu mesajı filan verilmeye çalışılmış!
Özgür bir ruh hesabı mı desek?
Neyse… Kötü düşünmeyelim şimdi ufaktan subliminal mesajlar serpiştirmiş yazar Tuncay Özkan diyelim…
Keza Bekaa Vadisinde olanlar, Suriye Devletinden gizli hareket etmeler filan derseniz anca çocuk kandırırsınız…
Dedik ya kitapta hemen her sayfada/satırda hep bir APO güzellemeleri var…
APO bir nevi “özgür ruh”, ya da “cesur yürek” gibi.
Şimdi başa dönelim…
Tuncay Özkan bütün bu yazdıklarını unutmuş olmalı ki dün güzellemeler yaptığı PKK’ya bugün:
“AK Parti tarafından el ilanları bastırılıyor. ‘PKK-CHP’ diye afişler asacaklar. Bu terör örgütü propagandası yapmaktır. PKK ile CHP’yi yan yana getiren afişler derhal toplanmalı, engellenmelidir. CHP’nin hiçbir terör örgütüyle bağlantısı, bağı gizli görüşmemiz ve toplantımız yoktur. CHP’yi PKK ile yan yana getirmek alçaklıktır.”
E, hani PKK bildiğimiz sandığımız şey değildi!
E, hani bunlar özgür ruhlardı!
E, hani Abdullah Öcalan sadece, barışçıl, işkenceye karşı filan bir adamdı…
Niye şimdi birden CHP ve PKK’yı yan yana getirmek alçaklık oldu?
Arkadaş… Çok değil 10-12 yıl önce PKK güzellemesi yapan kitabı kim yazdı?
Üstelik bu kadar da değil…
Yıl 2022…
Tuncay Özkan Selahattin Demirtaş’a da övgüler düzdü bir TV programında: “Selahattin Demirtaş’ın içinde bulunduğu durum hukuksuzluktur. O nedenle cezaevinde ziyaret ettim. Yine ederim. Demirtaş siyaset adamıdır, barış insanıdır. Demirtaş cezaevinde değil politika üreten bir lider olarak önümüzdeki günlerde TBMM’de yerini alacaktır.”
Ve hatta… Selahattin Demirtaş ile farklı düşüncelerimiz yok dedi.
Nasıl yani?
Neyse ki bizden önce CHP’li Özgür Özel muhalefet etti…
Baksanıza adalardan, dağlardan emir alan Demirtaş filan diyor.
Kafamız iyice karıştı şimdi iyi mi?
Tuncay Özkan neyin peşinde yine hiç bilemedik!
Dün öyle bugün böyle mi?
Öyleyse hala bu tweet ne?
