Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, tarikat ve cemaatlerle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da “Eğitimde iş birliği” kapsamında protokoller imzalayacağını söylemesi tartışmalara yol açtı. Tekin’in bu açıklaması birçok kesim tarafından endişe yarattı, tepki gördü.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, “Tarikat protokolleri”ni kabul eden Bakan Tekin’in ÇYDD ile hiçbir iletişim içinde olmadığını söyledi.
ÇYDD Genel Başkanlığı döneminde Prof.Dr. Türkan Saylan ve derneği “Ergenekon Soruşturması” kapsamında FETÖ kumpasına uğramıştı. Atatürk’ün izinde, ‘çağdaş ve laik eğitim’ diyen, binlerce çocuğun okumasını sağlayan derneğin şimdiki Başkanı Ayşe Yüksel şu çarpıcı açıklamaları yaptı:
– FETÖ kumpasından sonra 2009 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı’yla hiçbir iletişimimiz, protokolümüz olamadı. Şubelerimizin başvurularına olumlu yanıt alamadık, çağrılarımıza olumlu yanıt alamadık. Oysa Türkan Saylan hocanın sağlığında, AKP’nin ilk yıllarında Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik döneminde yatılı ilköğretim bölge okulları, ilçelerde kız öğrenci yurtları, anasınıfları, anaokulları, liseler yaptırıp bakanlığa armağan ettik. O zaman tabii iş birliği protokollerimiz vardı ama 2009’dan bu yana hiçbir şekilde bizi okullara sokmuyorlar.
KIZ YURDU NE OLDU?
– Bugün Türkiye’nin bir çok yerinde ÇYDD’nin devletimize armağan ettiği kurumlar var. Ama işin diğer bir yanı da bu kurumların tabelalarını söküyorlar, başka bir şey yazıyorlar, yapıyorlar, dönüştürüyorlar, yıkıyorlar. Van’ın Çaldıran İlçesi’nde 80 kişilik kız yurdu yaptırmıştık. İçinde mutfağı olan, yatakhaneleriyle modern bir yurttu. Kaymakam o yurdu yıktırıp Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü emrine verdi. Onlar da yıktırılan yurt binamızın yerine sanki Muradiye’de yapacak yer bulamamışlar gibi ilçe müdürlüğü inşa ettiler. Bu konuda açtığımız dava ise bir türlü sonuçlanmadı. Bağışçılara karşı biz de mahcup olduk.
ÜLKEMİZİN ÇOCUKLARI
– Şu anda Milli Eğitim Bakanlığı ile aramızda hiçbir protokolümüz yok. Milli Eğitim Bakanlığı ile biz de protokol imzalamak isteriz. Kendi projelerimizi Anayasamıza, yasalarımıza uygun yapmak isteriz. Bu çocuklar bütün Türkiye’nin çocukları, ülkemizin geleceği.
– Ensar vakfı, Diyanet Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, TÜGVA gibi gibi bir çok vakıfla çalışmalar yürütüldüğünü görüyoruz, duyuyoruz, biliyoruz. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yaptığı son açıklama asla kabul edilir bir şey değil. Çünkü cemaatlerde, tarikatlarda olan biteni bakanın kendisi de biliyordur. Dolayısıyla çocukları dağa çıkmaktan korumanın çaresi bir başka olumsuzluğa mı terk etmektir. Atatürk’ün eğitim yasalarında buluşmaktır.
YUSUF TEKİN’E SUÇ DUYURUSU
150 bin üyeli öğretmen sendikası Eğitim İş de “Tarikatlarla protokol yapmaya devam edeceğiz” diyen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında suç duyurusunda bulundu. Şikayet dilekçesinde şöyle denildi: “Bakanın ifadesiyle; ‘Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor’ şeklinde ki gerekçe akıllara zarar ve açıkça alenen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin itibarını zedeleyecek ve aşağılayacak nitelikte bir değerlendirmedir. Bakanın itirafı açıkça suç ikrarıdır.”
Bu iş birliği laik eğitimi bitirebilir
Meral Güler
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Meral Güler ise Bakan Yusuf Tekin’in açıklamasına şöyle tepki gösterdi: “MEB ile dini vakıflar ve cemaatler arasında yapılacak her türlü iş birliği ve imzalanacak protokoller, okullarımızda kamu otoritesi eliyle yeni bir dini yapılanmaya yol açacak. Laik eğitim sistemimizde telafisi imkansız tahribata sebebiyet verilecektir. Eğitimin tarikat yapılandırmalarının etkisinden kurtarılması için gerekli adımlar ivedilikle atılmalı. Laik eğitimin korunması için çabamızı sürdüreceğiz.”