Almanya’nın Köln kentinde düzenlenen “İrşad Çalıştayı”nda, vaaz ve hutbelerde İslam’ın temel mesaj ve hakikat anlayışının merkeze alındığı bir anlatım dilinin kullanılmasının önemi vurgulandı.
İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) İrşad Başkanlığı ile Almanya İslam Konseyi ve Menar İslam Araştırmaları Enstitüsünün birlikte düzenlediği “Çoğunluk Toplumunda Dini Söylem” temalı çalıştayda, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tekin, Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Canatan, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zübeyir Nişancı ve yazar Nazife Şişman konuşmacı olarak yer aldı.
Prof. Dr. Tekin, dinin, insan hayatına, evrene ve eşyaya dair en kapsamlı bakış açısını ifade eden bir olgu ve sadece bir kurallar manzumesi olmanın ötesinde insanın varoluşsal sorunlarına cevap veren yegane alan olduğunu söyledi.
Dinin anlatımında, tenzihi, teşbihi ve sembolik dil gibi dilsel sanatların kullanılabileceğini de ifade eden Tekin, din dilinin insanı inşa edici bir niteliği olması gerektiğini kaydetti.
Doç. Dr. Nişancı da dini hitabın şeklinin ve mahiyetinin Müslümanları etkilediğini belirterek, Hz. Musa ile Firavun arasındaki iletişimin Kur’an-ı Kerim’de anlatılmasından örnekler verdi.
Dini hitabın bireyler üzerindeki etkisini anlatan Prof. Dr. Canatan ise kullanılan dilin duygusal ikna yöntemlerine dayandığını, herkesin kolayca anlayabileceği dil ve sembollerle ifade edilmesi gerektiğini belirtti.